islamın uygun gördüğü evlilik nasıl olmalidir?

islami evlilik konusunda Evlenmeye karar veren çiftler her iki taraf, uygun bir ortam belirledikten sonra birbirlerini mutlaka görmelidirler. Ancak dikkat edilmelidir ki “hazır paket” şeklinde birini bulup, evlenmek gibisinden bir şey yoktur. Hanim Kız ile erkek buluştuklari anda yanlarında kesinlikle “üçüncü” bir kişi mutlaka olmalıdır.

islami evlilik ile ilgili bu Makalemize, yukarda belittiğimiz başlığın analizi ile başlayabiliriz.

ilk önce neden bu konuyu yazdık? Çünki yazımız bildiğimizi sandığımız, ancak bilgimizin olmadığı birçok içeriği konu alan geniş bir yazıdır.

Mümin olan ve hatta kendini dindar ve muhafazakâr olarak gören, öyle olduğunu sanan kişilerin bile çoğu kez yanlış ve günahlara düştüğü önemli bir konuyu sizler için seçtik. “Ben Müslüman’ım ve islama göre nasıl hayat arkadaşı seçimi yapmalıyım, bu süreci dini yönden nasıl doğru bir şekilde yönetebilirim, “meşru daire”yi aksatmadan neler yapmalıyım?..” ve benzeri aklımıza gelebilecek birçok soruya sizler için cevaplar aradık. Ve bu hassas konuda müslümanların biraz olsun  bilinçlenmesi için bu konuya vurgu yapılması sonucuna vardık.

Konumuzun makalesinin adını da geniş başlığı içeren “İslâmi Evlilik Nasıl Olmalıdır?” şeklinde oluşturmayı uygun gördük. En fazla genç kardeşlerimizi ve anne-babaları ilgilendiren bu yazımızda, “İslâm hukuku” penceresinden ele alarak konuyu anlatmaya çalışacağız inşallah.

Yazdığımız bu yazıdan makaleden maksadımız ise; “bu ülkenin gençleri ve alemi islamin gençlerine büyük bir kılavuz olmaya müstehak bir konu derlemesi yapmak ve analizlerde bulunmak, yol gösterilmesine bir nebze de olsa yardımcı olmaya çalışmaktır.

 

islami evlilikte doğru eş seçimi

Bu makaleyi yazmamızdaki önemli birkaç hususuda belirtmek istiyorum:

1. Müslüman olmuş genç kardeşlerimizin “keyfe kâfi” olan “helâl çerçeve”deki” evlilik müessesi”ne giden yolda ne yapmaları konusunda az da olsa bilgiye sahip olmalarını sağlamaktır.

2. İnsanlarda “haram çerçeve”ye bulaşmadan evliliğe adım adım giden yolda neler yapılması gerektigi ile ilgili kafa karışıklıklarının olması.

3. İslâmî bir görev yüklenmesi gereken “ahir zaman gençleri”mizin yaptığı yanlış hatalara “emir bi’l-marûf ve nehiy ani’l-münker” emri gereğince, gereken bilgileri vermek gerektiği inancına varmamız.

Örneğin, sözlüsü yada nişanlısı ile arasında ne kadar mesafe olması gerektiğini bilmeden hareket etmeleri, yanlış davranışlarda bulunmaları neticesinde günaha girmeleri. Çünki söz ve nişan asla bir akit değildir. İlerleyen zamanlarda inşallah bu konuyu detaylıca ele alıp, anlatmaya çalışacağız.

4. İslâma uygun olduğu sanılan,fakat İslâmla uzaktan yakindan alakası olmayan davranışların gençlerimiz arasında sergilenmesi.

Bu ve buna benzer onlarca madde sayabiliriz. Ancak biz bir kısmına değinip geri kalanını hakka havale ederek devam ediyoruz.

Evlilik ve nikâhlanma ile ilgili Allah c.c şöyle buyurmaktadır:

“…Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önceden kendilerine kitap verilenlerden iffetli olan kadınlar da mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâl kılındı..

Bu âyet-i celilede dikkat edecek olursak “iffet” vurgulanmıştır. Hem “mü’min” hem de “daha önceden kitap verilen” kadınlarla âyette geçen “iffetli olanlar” şartı ile evliliğe müsaade edilmiştir. “İffet” in vurgulanması; İslâmın “iffet-nâmus” ikilisine vermiş olduğu önemi göstermektedir.

Devam eder isek “mehirlerinizi vermeniz şartıyla” denilmektedir. Erkeğin hanimina, (hanimin istediği miktarda) altın, para ve benzeri türünden bir “mehir” vermesi gerekmektedir.

Yukarda bahsettiğimiz âyeti kerimede iki şart daha zikredilip, “helâl kılındı” denilmektedir. Bunlardan ilki “zina etmemek”, ikincisi ise “gizli dost tutmamak”tır. Buradan anlamamız gereken birçok şey vardır. En önemlisi evliliğin, “zina” ve “gizli dost tutma”ya engel olma yönü vurgulanmaktadır.

“Kur’ân’ı Kerimi tefsirleyecek, yine Kur’ân ve sahih hadislerdir.” Onun için konuyla alakalı Peygamber Efendimiz’in şu sözlerini dikkate almaliyiz:

“Ey gençler! Sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin.

Bir başka hadisi şerifte ise şöyle buyurur Resuli Zişan Efendimiz:

“Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffet en iyi şekilde korur.

Şimdi maddeler halinde bu konuları ele alıp, anlatmaya başlayalım.

Evlilik Görüşmesi Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Evlilik görüşmesi yaparken her iki taraf, musait bir yer belirleyip birbirlerini mutlaka görmelidir. Ancak unutulmamasi gerekir ki “hazır paket” olarak birini bulup, evlenmek gibisinden bir şey yoktur. Kız ile erkek buluştukları anda yanlarında kesinlikle “üçüncü” bir kişii olmalıdır. Üzerine basarak ve altını kalın harflerle çizerek söylüyoruz. Bunu asla unutmamalıyız. Ya erkek tarafından ya da kız tarafından birisinin de yanlarında bulunmasıyla birlikte ilk görüşme yapılır. Ve ilk adım atılmış olur.

Her iki taraf karşılıklı birbirlerine şartlarını söylemeli ve evlilikten ne beklediklerini söylemelidir. Görüşmede karşı tarafın gözlerine iyice bakmaliyiz. Bu utanılacak bir durum değildir; aksine bu bir “Peygamber tavsiyesi” (sav)’dir.

Bir adam (Muhacir bir sahabi) Ensar’dan bir kadınla evlenmek hayat kurmak istedi. Peygamber Efendimiz ona şöyle buyurdu:

“Onu gör. Çünkü Ensar’ın gözlerinde bir şey (küçüklük ya da çakırlık) vardır.

Ayrıca bir başka hadîsi şerifte şöyle buyurmuştur:

“Biriniz bir kadına tâlip olur da onun hoşuna gidecek ve kendini ona çekecek taraflarına bakma imkânı bulursa baksın.

Bu hususta “…evlenme gâyesiyle bakmış olduktan sonra, ona bakmasında günah yoktur.” buyrulmaktadır.

“Peki, bakmaktaki kısas ölçü nedir ve nerelere bakılmalıdır” diye aklımıza gelebilir. O çizgi de belirlenmiştir. Hanım erkeğe daha dikkatli bakıp süzebilir. Erkek de hanimin yüzü ve eline bakabilir. islam alimlerine göre yüz güzelliği “ahlâk güzelliği”ni, el güzelliği de “fiziki vucut güzelliği”ni göstermektedir. Hatta Bazı islam âlimlerine göre ayaklarında açıklık olması ve ayaklarınada bakılmasında beis yoktur. Bakma ile ilgili bu kadar açıklama yeterlidir sanırım.

İlk buluşma 20-25 dakika civarlarinda olabilir. İlk buluşmanın vermiş olduğu heyecanı da düşünür isek, bu süre 50-60 dakikayı geçmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Daha sonra bir iki gün geçsin. O süre zarfında da değerlendirmeler yapılabilir.

Elektriklenme oldu ise, durum iki taraf içinde olumulu ise, o zaman siradaki yapmamiz gereken “istihare namazı”dır.  İstihare namazının nasıl kılınması gerektiğini buradaki konumuzdan bakabilirsiniz.

İstiharede eğer olumlu ise “söz” ve “nişan” kısmina geçilebiliriz söz ve nişan bizim örf ve âdetimizdir. islama göre herhangi bir sakıncası yoktur.

Bu konuyu biraz detaylandırır isek; söz ve nişan asla bir akit sayılmaz. Nişanlanan yada sözlenen kimseler, birbirlerine karşı nişanlılık yada sözlülük süresi boyunca hâlen nâmahremdirler. Çünkü nikâh gerçekleşmemiştir. Nikâhsız bir şekilde evliymiş gibi yapilan durumlar ve davranışlar, İslâm’a uygun değildir. Bu şekil davranışlardan kesinlikle kaçınalım. o durumda bulunan eş dost ve arkadaşlarimizada müsaade vermeyelim.

İslâm dini, “görüşme ve tanışma” sürecinde herhangi bir “gün sınırlandırması” belirlememiştir. Ancak bugünün şartlarında değerlendirirsek bu gün “90 gün” civarıdır. Birbirini tanıma anlama süresi bu 90 günü aşmaması daha uygun olur. Unutulmamalıdır ki; “Her şeyin ifrat ve tefriti uygun değildir.” İfratın manası aşırı ileri ve çok fazla; tefritin ise aşırı geri ve çok az manalarina gelir. 90 günlük süreçte “mahremiyet” e dikkat edilerek görüşülmelidir. Bir taraftan eş adayinizi tanırken, diğer yandan da eş adayınızın çevresini anlayın ve tanıyın. Çevresindeki insanların anlatımlarına bakın. Unutulmamalıdır ki “Her insanın, yağmur yağdığı zaman dökülecek boyaları mutlaka vardır.”

Evlilik görüşme aşamalarında en önemli konulardan birisi de asla başbaşa kalınmaması gerektiğidir. Peygamber Efendimiz’in s.a.v buyurdukları gibi;

“Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça, yabancı bir kadınla yalnız kalmasın.”

Bir başka hadis-i şerifte ise, bir kadın ile bir erkeğin başbaşa kaldıklarında üçüncü kişinin “şeytan” olacağı ifade edilir.

islami evlilik yapmaya karar verdiğimiz de  Doğru Eş Adayını Nasıl Anlarız?

Öncelikle belirtmek gerekir ki, “beklentiler mükemmel olmayacak.” Kusursuzluk istenilmeyecek. Çünkü, “İnsan hatadan hâlî olamaz.” Ve insan “kusurlardan, nisyandan, sehivden hâli değil”dir. İnsanoğlunun fıtratında kusur, unutmak ve hata yapmak vardır.

Beşeriz şaşarız. Bu bakımdan “mükemmel ve kusursuz” kelimelerini evlilik için karşı tarafta aramayın. Çünkü evlendiğiniz zaman umduğunuzu bulamazsanız hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

Hem evliliğin sizler için birer “imtihan” vesilesi olduğunu asla unutmayın. Nitekim Rabbimiz bu konu ile ilgili Kur’ân-ı kerim de;

 “Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.”

buyurmaktadır

Buradaki “elbise” yada “örtü” kelimeleri bazı ayetlerde şöyle açıklanmıştır.

“Onlar sizin iyiliğiniz için bir elbise niteliğinde, vazgeçilmez beraberliğinizin, sizi koruyan, sırlarınızı saklayan dost, rahat ve huzur kaynağıdırlar.”

“Onlar, sizin için fenalığa karşı koruyucu bir elbise ve siz de onlar için koruyucu bir elbise gibisiniz.”

“Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz.”

Bu ayetlerin meallerinden de anlaşıldığı üzere “elbise ve örtü ” -“günahlardan korumak”, “sırları saklamak”, “kötülüğe karşı bir koruyucu” durumundadır. Buradan elde ettiğimiz sonuç şudur ki, evlilik bu konuları içinde toplayan olan bir kurumdur, öyle basit bir kurum asla değildir.

“İmtihan sırrı” na mazhar olmak gereği, yukarıda saydıklarımızı aklımızdan çıkarmamalıyız. Ona göre hareket etmeli ve birbirine tam uygun -Kur’ân’ı Kerimin ifadesiyle- “elbise ve örtü” olacağı kanaatine vardığımız kişi “doğru eş adayımız” olabilir.

“Sen nasıl isen, eşin de öyle biri olur.” Bunu asla aklından çıkarma. Nitekim Kur’ân-ı Kerim de bu konu ile şöyle geçer;

“Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara layıktırlar. Temiz kadınlar temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlara lâyıktırlar.”(21)

Yani buradan çıkaracağımız sonuç şudur ki, bizim hal ve hareketlerimize göre Rabbul Alemin, bize en hayırlı kısmeti takdir edecektir. “Kadere iman eden, gamlardan kurtulur.”(22) kuralı gereğince biz kadere inanmalıyız. Ancak bunun yanında Allah c.c’ ın bize vermiş olduğu irade-i cüziyyeyi de unutmamalıyız.ve üzerimize düşeni yaptıktan sonra tevekkül edip takdiri Rabbimize bırakmalıyız.

Evlenmeden önce yapılan laf edebiyatın %80’ı palavradan ibarettir. Evlilik öncesi edebiyat oyunlarına asla inanmayın ve yapmayın da. İnanılmaz büyük hayallere dalmayın. Çünkü sonucu kırıklıkdır. Her zaman doğal olun. Hayaller denizine fazla dalmayın. Arkasından üzüntü yaşamamak istiyorsanız, evlilik binanızın temelini sağlam atın. “Laf ile peynir gemisi yürümez, Aşk palavraları ile de evlilik gitmez!”

Evlilik, bilinmez bir mechuldur; bu meçhulün arkasında malum olmaz. Yani istediğiniz kadar evlilik ile ilgili kitaplar okuyup mastır doktora yapın; evliliği yaşamadan içine girmeden asla bunu anlayamazsınız.

Evlilik bir savaştır; riskleri fazladır. Zaten riskli olduğu için bir savaştır. Onun için yaralanmalara karşı sabretmek göğüs germek gerektir. Evleneceğiniz kişide bu şartları arayın. “Sabırlı birisi midir kötü günlerde yanımda olur mu?” diye düşünün. Eğer böyle biri ise, demek ki “doğru eş adayı” nı seçtiniz demektir.

Doğru eşi adayını bulup bulmadığınızı anlayabilmek için, tecrübesi olan evlenmiş eş dost yakın akrabalarınıza danışın. istişare etmeden, asla kendi kafanıza iş yapmayın.. Kur’ân-ı Hakimde bu konu şöyle geçer;

 “Onların işleri de kendi aralarında istişare iledir.”

islami evlilik ile ilgili Peygamber Efendimiz ;

“İstişare eden mahrum kalmaz. İstişare eden pişman olmaz.”

Mutlaka karşılıklı istişareler yapılmalıdır.

Doğru eş seçiminde bulunmak isteyenler, ilk önce kendilerinin doğru bir eş adayı olup olmadıklarını kontrol etmeleri gerekmektedir. yani kendi nefis muhasebemizi yapmalıyız.. varsa eksikliklerimiz kusurlarımızı tamamlamalıyız.

Evlilik öncesinde bulunan kardeşlerimiz ile ilgili; “iffetli bir erkek ya da kız çok çabuk aldanır. Çünkü herkesin kendi gibi olduğunu zanneder. Hileyle hurdayla işi olmaz.” işte bu yüzden araştırmasını iyi yapmalıdır.

Evlenmeye karar vermiş bir kimse için istişare konusunda, anne değil de teyze yada abla daha etkilidir.

Eşler birbirlerini mutlaka beğenmelidirler. Birbirini beğenmeyen eşlerin evlilik ilişkilerinde illaki huzursuzluklar ortaya çıkacaktır. vel hasl doğru eş seçiminde bu kriterler çok önemlidir.

“Tamam aradığımı buldum” diyebilmeli insan. Ve bir diğer önemli konu ise zevkler de uyuşmalıdır. Bu çok önemlidir..

Selam ve dua ile…

 

https://www.islamisite.net/wp-content/uploads/2021/01/islami-evlilik.webphttps://www.islamisite.net/wp-content/uploads/2021/01/islami-evlilik.webpmuslumangencİSLAMİ MAKALELERdoğru eş seçimi,evlenirken dikkat edilmesi gerekenler,islamda evlilik
islamın uygun gördüğü evlilik nasıl olmalidir? islami evlilik konusunda Evlenmeye karar veren çiftler her iki taraf, uygun bir ortam belirledikten sonra birbirlerini mutlaka görmelidirler. Ancak dikkat edilmelidir ki 'hazır paket' şeklinde birini bulup, evlenmek gibisinden bir şey yoktur. Hanim Kız ile erkek buluştuklari anda yanlarında kesinlikle 'üçüncü' bir kişi mutlaka...