Müslüman nasıl yaşamalıdır?

– Hayatta kendine şu soruları sorup, cevap vermeye hazır olarak yaşamalıdır.

* En iyi yaptığın şey nedir? Hayır mı şer mi? Dünyalık mı? Ahiretlik mi?….

* Her işinde şu üç kelimeyi kullanabiliyor musun? “Allah biliyor, görüyor ve soracak.”

* Allah soruyor: “Nereye gidiyorsun?” (Tekvir: 26) Buna ne cevap verebilirsin? “Sana geliyorum Rabbim” diyebilir misin?…

* Kürsüde vaiz sıralar Allah şunu soracak, bunu soracak diye. Cüneyd-i Bağdadi namazdan sonra vaize sorar:

– Evet Allah çok soru soracak. Ama önce şu soruyu soracak: “Ben hep seninleydim, sen kiminleydin” diyecek, nedersin?

* Çok sevap istiyor musun? Önce iyi niyetli misin?

* Allah’ın yardımını istiyor musun? Peki ilahî ihsana ve ikrama lâyık mısın?

* Müslüman mısın? “Evet”, Peki neyinle müslümansın? Müslüman gibi giyiniyor, müslüman gibi yaşıyor, müslüman gibi yiyip içiyor musun?

* Ansızın gelecek ölüme hazır mısın? Ne kadar hazırsın? Mezar satın alarak mı hazırlandın, kabre hazırlanarak mı?

* Hayatının, yaptıklarının hesabını vermeye hazır mısın?..

* Dünyadan aç mı gitmek istersin tok mu? Ne fark eder ki…

* Hizmet eden misin, hizmet edilen mi? Yoksa bana ne mi diyorsun? Mazeret mi uyduruyorsun?

* Allah’ı, peygamberi seviyor musun? Haydi onlara yürüyelim dense, hazır mısın? Yoksa “şu şu işim var” deyip, mazeret mi beyan edersin?

* Nereye gitmek istersin? Cennete mi, cehenneme mi? Peki yönün, yolun nereye? Cennetlik olana mı, cehennemlik olana mı benziyorsun?

* Çalışmalarında meylin dünyaya mı, ahirete mi? Unuttuğunda daha çok hangisini unutuyorsun?

* Neden ölmek istemiyorsun? Dünyan mamur, ahiretin harap da ondan mı?

* Ölecekmiş gibi mi yaşıyorsun? Ölmeyecekmiş, gibi mi? Azrailden kurtulacağını mı zannediyorsun? Direnmeye gücün var mı?

* Kur’an-ın ve peygamberin müslüman tarifine uyuyor musun, uymuyor musun? Bugüne kadar kendi kendine “Ben müslüman mıyım, nerem müslüman, hangi işim İslâm’a uyuyor, beni gören ne der, İslâm benim neremde, ben İslâm’ın neresindeyim? diye sordun mu?”

* Hiç nefsine sordun mu? Ey nefsim, bugüne kadar yaptıklarına razı mısın? İyiliklerin lehine, kötülüklerin aleyhine olduğunu biliyor musun?

* Şeytan sana vesvese ile, dünya ile, karşı cinsle, günahla, haramla yaklaşınca ne düşünüyor ve ne yapıyorsun? Red mi ediyorsun yoksa, teslim mi oluveriyorsun?

* Allah’ı seviyor musun? Allah seni seviyor mu? Ne dersin?

* Geriye bıraktıkların ölümünle sevinir mi, üzülür mü, rahmet mi okur, lânet mi? Ne diyorsun? Nasıl olacağına inanıyorsun?

* Hangi kapıyı çalıyorsun, hangi kapının önünde duruyorsun? Hayır kapısının mı, şer kapısının mı?

* Son arzun ne? Ne olmasını istersin?

* Müslümanların dualarını mı alıyorsun, beddualarını mı?

* Cenazen sence ne ile, nasıl kalkacak? Bando ile mi, alkışla mı, hüzünle mi, dualarla mı? Okunmaya, duaya layık yaşıyor musun?

* Ardından insanlar “Kurtulduk” mu diyecekler “Kaybettik” mi diyecekler?

* Şu anda ne ile meşgulsün? Hayırla mı şerle mi?

* Nasıl ölmeyi düşünüyorsun? İmanla mı, imansız Kur’an-sız mı? Nasıl güzel ölünür? Nasıl mutlu sona gidilir? Nasıl yaşarsan öyle öleceksin, nasıl ölürsen öyle haşrolunacaksın, bunu düşündün mü?

* Allah’ın “Buyur kulum!” dediği bir insan mısın? Yoksa terk ettiklerinden misin?

* Bir sahabi sormuş, Hz. Peygamber(A.S)’da cevap vermiştir:

1- İnsanların en hayırlısı nasıl olunur? İnsanlara faydalı olmakla.

2- Allah’a nasıl yakın olunur? Allah’ı çok zikretmekle.

3- İyi hal sahibi nasıl olunur? Allah’ı görüyormuş gibi yaşamakla.

4- İman nasıl mükemmel olur? Ahlâkını güzelleş-tirmekle.

5- Allah’ın huzuruna nasıl günahsız çıkılır? Cünüp kirinden guslettiğin gibi günah kirinden de tevbe ile temizlenerek.

6- Ahirette Allah nasıl merhametli olur? O’nun kurallarına merhametli olmakla.

7- Bol rızka nasıl kavuşulur? Devamlı abdestli olmakla.

8- Kıyamette ayıplarım yüzüme nasıl vurulmaz? Sen başkalarının ayıplarını yüzüne vurmazsan, Allah da seninkini yüzüne vurmaz.

9- Kalbimi gönlümü ne ile temizlerim? Göz yaşları ile.”

– İnsan öyle bir hayat yaşamalı ki, ağlaya ağlaya geldiği bu dünyadan ağlata ağlata gitmeli, ölürken de güzel bir ölüm ile ölmelidir. Ne iyi müslümandı dedirtmelidir.

Ölüm anında da sorulacak sorular var:

* Yolculuğa nasıl çıkılır? Dünyada kısa ve belirli günler için yapılan yolculuk için hazırlık yapılır da, ebedî yolculuk için hazırlık yapılmaz mı?

* Ömrün bir parçası olan mevsim hazırlıkları yapılır da sonsuz ahiret hayatı için hazırlık yapılmaz mı?

* İyi bir hayat yaşamadan hüsnü hatime ile ölünür mü?

* İsa peygamber şöyle demiş: “Ölü kabre götürülürken ona: “İnsanların baktığı yüzü temizledin durdun da Allah’ın nazar ettiği kalbini niye temizlemedin?” diye sorulacak.” Buna göre hangi yüzle Allah’ın huzuruna gideceğiz?

* Son nefesini nasıl vermek istiyorsun? “İyiler için melekler canlarını alırken * “Size selâm olsun. Yaptığınız iyi işlere karşılık girin cennete” derler.” (Nahl: 32)

* “Kötüler için de melekler, yüzlerine ve arkalarına vurarak tadın yakıcı cehennem azabını” derler. O anda onları bir görsen!”(Enfal: 50)

* “Kendilerine yazık edenlere melekler, canlarını alırken “Ne işle meşguldünüz?” derler. Onlar: ”Çaresizdik.” derler. Melekler de: “Allah’ın arzı, imkânları geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya.” diye cevap verirler. Onların yeri cehennemdir. (Nisa: 97) İşte Rabbim böyle haber vermiş, sen hangisinden olmak ve nasıl ölmek istersin?

* Dünyada aldananlardan mısın, kurtulanlardan mısın, yola çıkarken dünyadan neler götürüyorsun? Yoksa hep mirasçılar için mi çalıştın? Eli boş mu gidiyorsun, yoksa dolu mu?

* Geride nasıl evlatlar bırakıyorsun? Cennetin mi olacaklar, cehhennemin mi? Rahmet mi okuyacaklar, lânet mi? Cenaze namazını kılabilecek, el açıp dua edebilecek, ardından hayır yapabilecekler mi? Onlara güvenebiliyor musun?

* Tekrar sana ömür geri verilse, nasıl yaşardın? Gene aynı mı?..

* Nasıl ölünür, nasıl teneşir tahtasına yatılır, nasıl kefen giyilir, nasıl tabuta ardında da kabre girilir? Orada yılanlarla nasıl yatılır hiç düşündün mü?

* “Ver ver Allah’ım, kulun haram helâl demez yer Allah’ım” diye dua ederken, Kur’an-da öğretildiği gibi “Ya Rabbi, müslüman olarak canımı al” dedin mi? (A’raf: 126)

– Her soruyu cevaplandırsak, kabirdeki soruları ne yapacağız? Kabirde hem soru var, hem de azap var.

* Kabre girenleri görüp durduğun halde bir gün nasipse benim de gireceğim yer burası dedin mi? Orası için hazırlandın mı? Kabre girmek basit bir iş değil. Yapılan işlerin hesabı sorulacak, cevaplar verilecek, yanlış cevap oldu mu ardından azap gelecek. Kanuni Sultan Süleyman bile Ebussûd Efendi’nin verdiği fetvalarla gömülmek istemiştir. Bunu gören hocası: “Sen kendini kurtarmışsın, ya ben ne yaparım” demiş, ağlamıştır.

* Kabire daha konulur konulmaz sorgu melekleri münker ve nekir gelecek:

“Rabbin kim? diyecek.

Dinin ne? diyecek.

Peygamberin kim? diyecek.

Kitabın hangisi? Bunlar hakkında ne biliyorsun? denilecek. Allah’a kul olduysan, Kur’an-a uyduysan, cevaplarını kolay ve doğru olarak vereceksin. Değilse, cevap veremeyeceksin. Dünyaya kul olmadıysan, işin kolay olacak. Herkese sorulacak: ”

* Hayatını nasıl yaşadın?

* Sağlığını nasıl yıprattın?

* Nereden kazandın?

* Nereye harcadın?

* Kur’an-a uydun mu?

* Peygambere uydun mu?

* Ezanın davetine uydun mu?

* Buraya ne getirdin? denilecek.

Sorular, sorular… Hayvanların hissedebildiği çığlık-lar, kötüler için kıyamete kadar azap… Etrafı rahatsız eden kokular… Cehenneme açılmış pencereden gelen alevler… Ürperten yılanlar, çiyanlar… Gelip geçenlerin okuduğu Fatiha ve ihlaslardan mahrumiyet…

Ne demiş Peygamber(A.S):

“Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.” Yerinin nasıl olmasını istersin?

– Kabirden kalkıp mahşere giderken duraklar var: İman durağı, Kur’an durağı, namaz durağı, oruç durağı, zekât durağı var. Her durakta sorular var. Yaptın mı, nasıl yaptın? Cevap veremezsen, kıldan ince, kılıçtan keskin köprüden geçemeyip cehenneme düşeceksin. Müslüman olarak can verdiysen, cennet bahçesinden araya geldiysen, rabrahat geçip gideceksin.

– Esas sorulara mahşer günü muhatap olunacaktır. Tekvir sûresinde tasvir edildiği gibi “Güneş katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar kararıp döküldüğünde, dağlar sallanıp yürütüldüğünde, gebe develer salıverildiğinde, vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, denizler kaynatıldığında, ruhlar bedenlerle birleştirildiğinde, diri diri toprağa gömülen kıza, hangi sebepten dolayı öldürüldüğü sorulduğunda, amellerin yazıldığı amel defterleri açıldığında” sevinen, yüzü gülenlerden mi olacaksın? Yoksa yüzü kararanlardan mı olacaksın? Ne düşünüyorsun?

* Peygamberin ifadesiyle: “Kişi kıyamet gününde dört şeyden sorguya çekilmedikçe bir yere adım atamaz:

1- Ömrünü nerede tükettin?

2- Bedenini nerede yıprattın?

3- İlminle hangi hususta amel ettin?

4- Mal ve servetini nerede kazanıp, nerede harcadın?” (Tirmizi Kıyamet: 2532)

Bu hadise göre ömrünün, gücünün, ilminin ve malının hesabını vermeye hazır mısın? “Hesabımı vermeye hazırım” diyebiliyor musun?

* Bir yerde işiniz var, sıkıntılı. O anda biri geliyor, size yardım ediyor, işinizi görüyor ve sıkıntıdan kurtarıyor. “Sen kimsin?” diyorsunuz. O: “Bir zamanlar bana yardım etmiştin.” diyor. Kıyamet günü tam sıkıldığınız bir anda karşınıza biri çıkıp yardım ediyor, sıkıntıdan kurtarıyor. Siz soracaksınız: “Sen kimsin?” Cevap: “Ben senin yaptığın iyi amellerinim.” olacak. Var mı seni böyle kurtaracak amelin?

Kıyamet gününde amellerinin seni kurtaracağına inanıyor, güveniyor musun? Değilse geri kalan ömrün içinde neler yapmayı düşünüyorsun? Yoksa hayatın aynı şekilde mi devam edecek?

– Cenab-ı Allah soracak:

* Sana benim peygamberim gelip tebliğ etmedi mi? Benim mektubumu, talimatımı almadın mı? Neden isyan ettin? diyecek. Buna cevabın ne olacak?

* Neden bana kulluk etmedin? Nefsine kul oldun, dünyaya kul oldun, şeytana kul oldun da neden bana kulluk etmedin? diyecek. O zamanki pişmanlık fayda verir mi?

* Neden emirlerimi yapmadın? Neden yasaklarım-dan kaçınmadın? diyecek.

* Neden bugün için hazırlanmadın? Ben seni uyarmamış mıydım? diyecek.

* Şuanda bu durumdan, kurtulman için dünyadaki varlığını fedâ eder miydin? diyecek.

* Bana ne getirdin? diyecek.

* Yaptıklarını ne maksatla yaptın? diyecek.

* Seni bana kulluk yapmaktan alıkoyan şeyler nelerdi? diyecek.

Bütün bunlara ne cevap vermeyi, neler söylemeyi düşünüyorsun?

Yoksa bunlardan bana ne? Ben ahirete inanmıyorum. Ölünce toprak olup, yok olup gideceğim, diyenlerden misin?

Böyle deyip de kurtulacağını sanıyor musun

DİNİ GÜNDEMİSLAMİ SOHBET,islamiMüslüman nasıl yaşamalı neler yapmalı,Müslüman nasıl yaşamalıdır
Müslüman nasıl yaşamalıdır? - Hayatta kendine şu soruları sorup, cevap vermeye hazır olarak yaşamalıdır. * En iyi yaptığın şey nedir? Hayır mı şer mi? Dünyalık mı? Ahiretlik mi?.... * Her işinde şu üç kelimeyi kullanabiliyor musun? “Allah biliyor, görüyor ve soracak.” * Allah soruyor: “Nereye gidiyorsun?” (Tekvir: 26) Buna ne cevap...