Kuran bize yeter diyenlere nasihatler 2 | islamiSite.Net

Daha Sonraları erkeklerin ipek kullanmasının haram olmadığını da öğrendi. Çünkü Kuran-ı Kerimde bu konu ile ilgili bir hüküm yoktu. İpek bir kravat aldı ve onu gömleginin üzerine taktı.

Kuran-ı Kerim okuyordu. ve Mealini iyi takip ediyordu. Sonra Kuran’ı Kerimde bir gün ve gecede beş vakit namazın olmadığını gördü.Ayetler iki, üç ve beş vakit için uygun anlamlar içeriyordu. Fakat direk 5 vakit geçmiyordu. Madem Kuran’ı Kerimde kesin bir vakit yoktu. O zaman iki de üç de on on beş de kılsa olurdu. Günde bir sabah bir akşam yeterli olurdu kendisi için. Bu şekilde bir süre daha devam etti.

Daha Sonraları namazı bozan durumlar içerisinde konuşma yapmanın, yemenin, içmenin yer almadığını farketti. Kuran’ı Kerimde bu durumların namazı bozduğu konusunda kesin açık bir delil bilgi yoktu. Daha sonraları namaz kılarken telefonu çaldı “alo ben şuan namaz kılıyorum, sizi sonra ararım” demeye başladı. Arasıra da namaz kılarken telefon görüşmesi yapıp sonra kaldığı yerden namazını kılmaya devam etmeye başladı. Namaz kılarken yorulunca bir arada yudum da su içiyor idi.Çünkü namazı bozan bir durum değildi. Çünkü Kuran’da geçmiyordu.

Artık Çevresindeki herkes onun namaz kılmasını konuşurken Kur’an’ı Kerimde namazın belli bir tertip ve düzen içerisinde kılınmadığını da gördü. Yani tüm Kuran- Kerim ayetlerini biraraya getirse de başlarken iftitah tekbiri devamında kıyam yapması, rüku, secde ve oturma ile namazın bir tertip düzeni Kuran’ı Kerimde yoktu.

O zaman bugüne kadar hep taklidi olarak namaz kılmıştı.Artık bundan sonra Kuran’ın dediği gibi namaz kılmalıydı. Fakat önce rüku ile mi yoksa direk secde ile mi yoksa kıyam ile mi karar veremedi. Değişik şekillerde kıldı. Bazen kıyamda başladı tahiyyat ile bitirdi. Bazen de tahiyyat ile başlayıp kıyam ile bitirdi.

Kendisi de halindeki bu durumdan memnun değildi. Yahu ben Ne yapıyorum diye kendisini sorguladı? Tam bu sorunun cevabını arıyor iken birden namaz kılarken neden sürekli Fatiha Sûresini önce sonrasında kısa bir Sûre veya ayetler okuyorum diye kendini sorguladı.

Rüku ve secde yaparken ise hep önceden ezberlemiş olduğu duaları okuyordu. Tahiyyatta ise aynı duaları okuyor idi. Fatiha okumak, sûre okumak, bu dualar Kuran’ın bir emri değildi sonuçta ve nihayet Karar verdi. Her zaman farklı bir Sûre okumalıydı. Hem neden Fatiha? neden Ettehiyyatu? Kuran’ı Kerimde geçen duaları namazın her tarafına dizdi. Böylece kendisine özel has bir namaz kılma şekli ortaya çıktı. Ama kafasında soru işaretleri de başlamıştı. Bu nereye kadar gidecek?

Bir gün sabah kıldığı iki rekat ve yatsı kıldığı dört rekatı düşündü. Neden biri iki diğeri dört? Kuran’da aradı. Ama bulamadı. Ya yatsıyı iki kılacak ya da sabahı dört kılacaktı? Ya da Niye iki veya dört? Beş altı yedi olamaz mı? Kafası iyice karışmıştı?

Namaz konusunda o kadar kafası karıştı ki ne yapacağını bilemez oldu. Bir gün bir hocanın namaz aslında duadır. Otururken, ayakta iken, uzanırken yapılan bir duadır sözünü işitti. Tamam dedi. Demek ben yıllarca kendimi bu şekillerde hep yanlış yapmışım. Doğrusu bu olmalı diyerek namazı bu şekilde eda etmeye başladı. Bu yeni namaz kolaydı.

Vakit yok. İstediğin vakitte yapabilirsin. Rekat sayısı yok. Eğilmeye kalkmaya, oturmaya, Fatiha ya da başka bir şey okumaya gerek yok. Günün istediğin vaktinde kalbinde Allah’ı anıyorsun ve bu Kuran’da Salat diye ifade edilen namazdı. Bu şekilde yapmaya başladı. Yani artık namaz kılmıyordu sadece dua ediyordu.

Tüm bu aşamaya nereden gelmişti?

Kur’an’da yok ve Hadisler Peygamber efendimizin (sav) vefatından iki yüz yıl sonra yazılmış çoğu da Emevi- Abbasi işi hadislerdir sözünden sonra olmuştu.

Simdi Kuran bize yeter diyenler kusura bakmasınlar. Eğer namazı bizim gibi vakitli, rekatlı, tertipli, namazı bozan ve bozmayan şeyler ile eda ediyorsanız demek ki Kuran size yetmiyor. Yok namaz kılmıyorsanız da sizi gerçekten tebrik ederim. Fikrinizde samimisiniz.”