images (1)

Bir gün Peygamberimiz (s.a.s)’e sahabeden biri,
“Kurtuluşun yolu nedir?” şeklinde bir soru sordu.
Efendimiz, bu soru vesilesiyle tüm müminlere kurtuluşa
ve huzura giden yola dair şu önemli tavsiyede bulundu:
“Diline sahip ol! Fitneye bulaşma! Günahların için
pişmanlıkla gözyaşı dök!”1
Hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifte ise
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kulun kalbi
doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Sözü doğru
olmadıkça da kalbi doğru olmaz.”2
Kardeşlerim!
Söz, Yüce Rabbimizin kelam sıfatının bir
yansımasıdır. Âlem, O’nun “Ol” sözüyle var olmuştur.
Âdem (a.s.), O’nun bir sözüyle yaratılmış ve insan,

dünya serüvenine sözle başlamıştır. Rabbimiz, kelâm
sıfatının bir tezahürü olarak insanlara vahiy
göndermiştir. Kerim Kitabımız Kur’an, okunan bir söz
olarak Efendimiz (s.a.s)’e vahyedilmiştir. İnsanoğlu,
zihin ve gönül dünyasındakileri hep sözle ifade etmiştir.
Dil, aklın da kalbin de tercümanı olmuştur.
Kardeşlerim!
İslam medeniyeti ahlak, hikmet, irfan, hak ve
hakikati izhar eden bir söz medeniyetidir. Sözde
öncelikle doğruluğun, sadakatin bulunması gerekir. Söz,
hak ve hakikate tercüman olmalıdır. Yalanla, iftirayla
zihinler, gönüller, diller kirletilmemelidir. Doğru
olmayan sözlerle fesat ve huzursuzluğa sebebiyet
verilmemelidir. Emanet olan ömür sermayesi ve hızla
akıp giden zaman, faydasız, beyhude sözlerle israf
edilmemelidir. Bu hususta Efendimizin “Ya hayır
söyleyin, ya susun!” 3
uyarısı her daim şiarımız
olmalıdır.
Allah katında sözün değeri, hakkı ve hakikati ne
kadar yansıttığı ile ölçülür. Çünkü söz, özün aynasıdır
ve sadece insanın davranışını değil, aynı zamanda
kişiliğini, hatta âkıbetini belirlemektedir. Bu gerçeği
Yüce Rabbimiz, şu âyet-i kerime ile haber vermiştir:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının
ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi
düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.”4
Kıymetli Kardeşlerim!
Sözde aranan diğer bir özellik ahlaktır, nezahettir.
Sözün bir ahlakı, bir âdâbı vardır. Mümin, konuşmasıyla
zarafet ve nezaketini yansıtmalıdır. Onun kelâmı, güzel
ve hoş olmalı, insanın gönlüne akmalıdır. Ancak, gönle
akabilmesi için söz, samimiyetle, gönülden
söylenmelidir. Efendimiz (s.a.s), insanları etkilemek için
yapmacık sözler söyleyenleri, ağzını eğip bükerek
gösteriş amacıyla söz sarf edenleri Allah’ın sevmediğini
haber verir. 5 Müminin insanlara lânet okuyan, kaba,
çirkin, kötü sözlerle hakaret eden biri olamayacağını
vurgular. 6
Sadaka diye tanımladığı güzel sözün, kişiyi
cehennem ateşine karşı koruyan bir kalkan olduğunu
bildirir.7
Kardeşlerim!
Ne acıdır ki günümüzde büyük ölçüde sözün
değeri düşmüş, imaj yüceltilmiş, görüntü ve görsellik
öne çıkarılmıştır. Çoğu zaman söz söyleme sorumluluğu
göz ardı edilir olmuştur. Sorumsuzca, sonu
düşünülmeden söylenen sözlerle nice olumsuzluklara,
huzursuzluklara, buhranlara neden olunmaktadır. Sosyal
medya başta olmak üzere kimi yayın organlarında
gündeme getirilen asılsız sözlerle kitleler etki altına
alınmakta ve algılar yanlış yönlendirilmektedir. Hiçbir
ahlakî değer tanımaksızın, insanların kişilik hak ve
onurları hedef alınmakta ve insafsızca
zedelenebilmektedir. Daha da ötesi kimilerince zaman
zaman hiçbir insanî değer gözetilmeksizin türlü iftira ve
karalama kampanyalarıyla din ve dini müesseseler
itibarsızlaştırmaya çalışılmaktadır. Gayri ahlakî ve gayri
vicdanî bu tür çabalar, mümin gönülleri derinden
yaralamaktadır. Bu asılsız sözlerin, araştırılıp teyit
edilmeden dillere dolanması ise ne vahim bir durumdur.
Unutulmamalıdır ki bu tür sözleri ortaya atanlar kadar,
araştırma gereği duymadan onlara itibar edenler de
sorumluluk ve vebal sahibidir.
Kardeşlerim!
Bugün, insan olarak, Müslüman olarak hepimize
düşen görev, imajın ve görselliğin görüntüsüne
kendimizi kaptırmamaktır. Manayı maddeye, bâkî olanı
fâniye, hakikati yalana esir etmemektir. Söz ahlakı ve
sorumluluk bilinciyle hareket ederek her daim hak ve
hakikatin peşinden gitmektir. İnsanî ilişkilerimizde
empati, saygı, nezaket ve anlayışı kendimize şiar
edinmektir. Her bir sözümüzün, her bir işimizin kıyamet
günü hesabının sorulacağını unutmamaktır.
Hutbemizi Yunus Emre’nin şu anlamlı beyitiyle
bitirmek istiyorum:
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.

1 Tirmizî, Zühd, 60.
2
İbn Hanbel, III, 199.
3 Buhârî, Edeb, 31.
4 Ahzâb, 33/70-71.
5 Tirmizî, Edeb, 72.
6 Tirmizî, Birr ve sıla, 48.
7 Buhârî, Cihad, 128, Buhârî, Edeb, 34.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Söz Ahlakı,Söz Ahlakı nedir,Söz Ahlakı önemi,Söz Ahlakı acıklaması,söz ahlakhttps://www.islamisite.net/wp-content/uploads/2015/02/images-1.jpghttps://www.islamisite.net/wp-content/uploads/2015/02/images-1-150x150.jpgİSLAMİ SOHBETdini sohbet,islami radyo,İSLAMİ SOHBET,Maltepe pazarı,söz ahlak | islami site,Söz Ahlakı,Söz Ahlakı acıklaması,Söz Ahlakı nedir,Söz Ahlakı önemi
Bir gün Peygamberimiz (s.a.s)’e sahabeden biri, “Kurtuluşun yolu nedir?” şeklinde bir soru sordu. Efendimiz, bu soru vesilesiyle tüm müminlere kurtuluşa ve huzura giden yola dair şu önemli tavsiyede bulundu: “Diline sahip ol! Fitneye bulaşma! Günahların için pişmanlıkla gözyaşı dök!”1 Hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Sözü...