12-sav

NAZAR BER KADEM GÖZ AYAKTA GÖNÜL ALLAH’TA
Göz, gönlün disa açilan penceresi ve habercisidir. Gönül en çok gözden etkilenir. Gözün her hareketi gönlü ilgilendirir.
Gönül göz yüzünden pek çok sey kazanir veya kaybeder. Gözden gelen seylerle gönül sevinir veya ah eder.
Onun için gönlünü düsünen kimse gözüne sahip olmalidir.
Arifler göz ile gönül arasindaki irtibata çok önem vermislerdir. Her insanin asil niyeti, gerçek sevgisi, ulasmak istedigi hedefi gönlünde gizlidir.
Gönülle kalp ayni seydir. Gönül, degerini ölçemeyecegimiz bir cevherdir. Çünkü gönül, kainatta Yüce Allah’in nazar ettigi çok özel bir yerdir.
Insan gönlü ile Yüce Allah’i tanir, sever ve O’nun yakinligini hisseder.

Göz, gönlün disa açilan penceresi ve habercisidir. Gönül en çok gözden etkilenir. Gözün her hareketi gönlü ilgilendirir.
Gönül göz yüzünden pek çok sey kazanir veya kaybeder. Gözden gelen seylerle gönül sevinir veya ah eder.
Onun için gönlünü düsünen kimse gözüne sahip olmalidir. Allah dostlari bu konuda bütün hak yolcularini uyarmislardir.
Hedefe ulasmak için bir çok usül ögretmislerdir. Bu usüller, Kur’an ve Sünnet edebinden alinmistir.
Bu usüllerin hepsi, hedefi Allah rizasi olan herkesi yakindan ilgilendirir. Iste bu usullerden birisi de “nazar ber kadem”dir.
NAZAR GÖNÜLÜN BAKISIDIR
“Nazar ber kadem” Farsça bir tabirdir. Kelime manasi, nazar ayak üzerinde olacak; göz, önüne bakacak demektir.
Nazar, gönlün bakisidir. Bu, gözün tabii görüsünden farklidir. Nazarda niyet ve ciddiyet vardir.
Nazar, gelisigüzel bir bakis degil, gönülle iradeli bir yönelistir. Bu yönelis iyi olursa iyi sonuç verir, kötü olursa kötü sonuç verir.
Mesela Allah dostlarinin nazari kalbi diriltir, hasetçinin nazari kemikleri eritir. Birisi saadet, digeri felakettir.
Kadem, ayak ve adim demektir. Ayak yürüyüsü, adim davranisi anlatir. Adimini dikkatli at demek, gidisat ve davranislarina dikkat et, sakat is yapma demektir.
“Seytanin adimlarina uymayin” (Bakara, 164, 208) ayeti de bu manadadir. Kadem ugur ve bereket manalarina da gelir.
Bereket ve huzura sebep olan kimseye “kademi ugurlu geldi” denir. Kadem denge, saglamlik ve sebati da çagristirir.
Sözünden caymayan, isinde saglam olan, sabirli ve güvenilir kimseler için “sabit kadem bir insandir” denir.
Arifler, “nazar ber kadem” tabiriyle hak yolcusunun hem zahirine hem de batinina ait pek çok edebi anlatmak isterler. Bunlari su sekilde özetlemek mümkündür:
EDEP IÇINDE YÜRÜMEK
Hak yolcusu, yolda yürürken gözü ayagi üzerinde ve yolunca yürümeli, edepli olmali, adimlarini sakin atmali, sevimsiz hal ve hareketlerden,
kibirli tavirlardan siddetle sakinmalidir. Bu konuda Sünnet’e uymalidir.
Alemlere rahmet olan Rasulullah s.a.v. Efendimiz yolda yürürken saga sola bakmazdi. Önüne nazar buyurur, gidecegi yöne yönelirdi.
Yürüyüsü çok dengeli ve intizamli idi. Kibirli bir sekilde, el kol hareketi yaparak ve sallanarak yürümezdi. Adimlarini hizli fakat sakince atardi.
Yüksekçe bir yerden iniyormus gibi yürürdü. Adimlarini atarken yeryüzü saadetli ayaklari altinda dürülüyormus gibi olurdu.
Bir kimseye yönelecegi zaman sadece mübarek basini çevirmez, bütün vücuduyla ona yönelirdi.
Kimseye arkasindan ve uzaktan seslenmez, yanina varinca konusurdu.
GÖZÜ VE GÖNLÜ HARAMDAN ÇEKMEK
Hak yolcusu, gözünü haramdan ve kalbini karistiracak seylerden korumalidir. Kendisini ilgilendirmeyen seylere takilmamalidir.
Gözünü haramdan korumayanin gönlü ilâhi muhabbetten mahrum kalir. Bu yolda ciddi olmayan kimseden ciddi isler çikmaz.
Allahu Tealâ, bu konuda bizlere su emri vermistir: “Rasulüm! Mümin erkeklere söyle gözlerini harama bakmaktan çeksinler, namus ve iffetlerini korusunlar.
Böyle yapmalari kendileri için daha temiz bir davranistir. Hiç süphesiz, Allah bütün yaptiklarinizdan haberdardir.
Mümin kadinlara da söyle, gözlerini harama bakmaktan çeksinler. Namus ve iffetlerini korusunlar.” (Nur, 30-31)
Hz. Rasulullah s.a.v. Efendimiz, harama bakmayi seytanin kalbe firlattigi zehirli bir ok olarak tanitmistir.
Kalbi bu oklarin zehirinden ve zararindan korumanin tek yolu gözü muhafaza etmektir.
Bunun için kalbe katilik verecek islerden, görüntülerden, sekil ve suretlerden gözü uzak tutmalidir.
Gözünü ve dilini haramdan korumayan kimse veli olamaz.
TEK HEDEFE YÖNELMEK
Hak yolcusunun gözü ve gönlü ayni hedefte toplanmalidir. Buna himmetini bir noktaya toplamak, isine yogunlasmak, hedefine kilitlenmek denir.
Dünya ve ahiret islerinde basarili olmak isteyen herkes, bu hali elde etmelidir. Yoksa yolda kalir.
Akli, fikri, kalbi ve kalibi ayni noktaya yönelmeyen kimselerin bütün isleri verimsiz olur.
Kalp ve kalibin birlesmedigi ibadet tatli olmaz, hizmet basariya ulasmaz, is güzel sonuç vermez.
Hak yolcusunun kilitlenecegi biricik hedefi Allah rizasi olmalidir. Bütün gayretini bu yolda kullanmalidir.
Allah’tan gayri seylere iltifat etmemelidir. Ibadet, zikir ve hizmetinde insanlardan bir sey beklememelidir.
Hatta ahiret nimetlerini bile düsünmemelidir. Hayir olarak her ne yaparsa, sadece Yüce Allah’in rizasi ve sevgisi için yapmalidir.
Gönlünü kesif, keramet, cezbe gibi manevi nimetlere takmamalidir.
DEVAMLI HAREKET VE ILERLEME HALINDE OLMAK
Imam Rabbanî k.s. der ki:
Nazar ber kadem, hak yolcusunun gözü ayagini ileri geçmez seklinde anlasilmamalidir. Bu anlayis vakiaya aykiridir.
Bundan anlasilmasi gereken sudur: Göz devamli ileri bakmali, ayak da onu takip etmelidir.
Çünkü yüksek makamlara önce göz dikilir, sonra adim atilir. Insan gözünü yükseklere dikmeli ki, gayretini ona göre kullansin.
Maneviyat yolunda aza kanaat eden az kazanir. Oturan yol alamaz. Çalisan mahrum olmaz.”
Hak yolcusu, ibadet, vazife ve hizmetlerinde adim adim ilerlemeli, bir noktaya çakilip kalmamalidir.
“Iki günü esit olan kimse zarardadir” hadisi, hak yolunda yürüyenleri ve ebedi saadetini kazanmak isteyenleri uyarmak içindir.
Çünkü Yüce Allah’i tanimanin, manevi makamlarin ve güzel ahlâkin bir sonu yoktur.
Bu yolculuk ölene kadar sürer, ahirette farkli bir sekilde devam eder.
Her gün yapilan ibadet ve amelin miktari devamli degismez, fakat kalbin muhabbeti, huzuru, edebi, Yüce Allah’a yönelis sekli her an degisip artabilir.
Bütün vazifeler az da olsa devamli yapilmalidir. Baslanmadan is bitmez, adim atmadan yol gidilmez.
Hak yolcusu, bu yolda kendinden ileri gidenleri örnek almalidir. Zayif ve geride kalanlara ise sefkat gösterip yardim etmelidir.
ADIMINI SAGLAM ATMAK
Hak yolcusu, bütün gidisatinin ve manevi hallerinin Kur’an ve Sünnet’e uyup uymadigina çok dikkat etmelidir.
Çünkü, Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in gösterdigi ve ögrettigi edeblere uymayan hiçbir fikir, fiil, hal ve gidisatin sonu Yüce Allah’a çikmaz.
Itikadi saglam olmayanin ameli salih olmaz. Hak yolcusu Ehl-i Sünnet inancinin disinda bir inanca sahip olmamalidir.
Seyr u sülûk esnasinda elde ettigi bütün manevi halleri ancak Kur’an ve Sünnet’le kontrol edip kabul etmelidir.
Onlara uymayan bütün tevil, yorum ve izahlardan kaçinmalidir.
REHBERE SIKI SARILMAK
Hak yolcusu, manevi terbiye esnasinda gözünü ve gönlünü önündeki kâmil mürsidine dikmelidir.
Onun adimlarini güzel takip etmeli, emir ve isaretlerini yerine getirmeli, mürsidinin gösterdigi usülden ve çizdigi yoldan çikmamalidir.
Ayrica pesinden gittigi rehberine güvenmeli, onun izini takip etmeden kendi basina hedefe gidemeyecegini bilmelidir.
Müridin kademi mürsidin kademine uygun olmalidir. Mürsidin kademi, onun hal ve ahlâkidir. Buna mesrep de denir. Mesrep, su kaynagi demektir.
Hak yolcusunun gidip-gelip su alacagi tek kaynagi önündeki mürsididir. Bütün alem mürsid dolu olsa, hak yolcusu gönlünü önündeki kâmil mürsidinde toplamalidir.
Gönlü bir ona bir buna kayan, her gördügü veya duydugu mürsidin pesine takilan kimse hiçbirinden dogru dürüst istifade edemez; ancak kalbini dagitir, yolda kalir.
Bir de kâmil ve mükemmil olmayan kimseye mürsid diye tabi olmamalidir.
Sah-i Naksibend k.s., Seyyid Emir Külal Hz.lerinin terbiyesinde iken, mürsidi kendisini bir ise gönderdi.
Yolda önüne Hz. Hizir a.s. çikip, kendisiyle konusmak ve arkadaslik yapmak istedi. Sah-i Naksibend k.s. ona hiç iltifat etmedi, arkadaslik kurmaya da yanasmadi.
Hz. Hizir a.s. kendisini tanitinca, Sah-i Naksibend k.s. dedi ki:
Ben senin Hz. Hizir oldugunu biliyorum. Fakat seninle muhabbet edemem. Benim bir gönlüm var, onu da mürsidim Seyyid Emir Külal Hz.lerine verdim.
Artik ondan baska kimseye verecek bir gönlüm ve sevgim yok. Sen isine bak, ben de kendi isime bakayim.
Dönüste durumu mürsidine anlatti, Hazret memnun oldu ve: Güzel etmissin, buyurdu.
HER HALDE EDEPLI VE MÜTEVAZI OLMAK
Hak yolcusu, manen ilerledikçe nefsin afetlerinden korkmalidir. Bunun için her halde edebe sarilmali, boynunu bükmeli, kibirden ve benlikten Yüce Allah’a siginmalidir.
Bir basaridan sonra bunu kendine mal eden ve insanlara burun büken nice baslar, bas asagi gitmistir.
Arifler der ki: Bir insanin ilmi artar da edebi artmazsa, onun Allah’dan uzakligi artar.
Ibadeti çogaldigi halde tavazusu çogalmayan kimsenin benlik deresinde bogulmasindan korkulur. Insan, isin basindan çok sonunu düsünmelidir.
Onun için devamli yalvaris içinde olmalidir. Kalp ümit ve korku içinde bulunmalidir. Ümidin korkudan biraz fazla olmasi iyidir, fakat ben artik kurtuldum,
cenneti garantiledim, insanlar helâk oldu demek, tehlikenin ta kendisidir.
Hak yolcusu ibadet ve ameline degil, Yüce Allah’in rahmetine güvenmelidir. Ilâhi destek olmadan kendi basina bir yol alamayacagini bilmelidir.
Bu yolda asil sermaye, kendinde bir varlik görmemektir.
Bütün alemlere rahmet kilinan Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in her gün yüz defa istigfar etmesi, onun izinden gidenlere çok sey ögretir.
Allah’a giden yol bu edeple baslar, bu edeple devam eder. Bu edep hiçbir zaman terk edilemez. Edebi terk eden kimse, kendi haline terk edilir.
Her konuda biricik rehberimiz ve örnegimiz olan Hz. Muhammed s.a.v. Efendimiz, Miraç’ta manevi yolculugu esnasinda bu edebe bürünmüstü.
Büyük arif Imam Sühreverdî k.s. bu mühim edebe söyle dikkat çeker:
“Bütün edepler Rasulullah s.a.v. Efendimiz’den ögrenilir. Çünkü O, zahiren ve batinen bütün edeplerin kaynagidir.
Allahu Tealâ, O’nun Miraç gecesinde ilâhi huzurdaki edebini bize söyle haber vermistir:
“Onun gözü (saga sola) kaymadi, haddi de asmadi.” (Necm, 17)
Allah Rasülü s.a.v. ilâhi huzura yükselirken kalb-i serifleri bütünüyle Yüce Allah’a baglanmisti.
Gözü, o yüce makamlarda saga sola kaymamis, hep önüne bakmis, ulastigi güzellikler karsisinda haya ve edebinden terlemis,
basini önüne egmis ve bu hal içinde bütün makamlari geçip ilâhi huzura alinmisti.
Ulastigi manevi makam ve güzellikler onun sadece tavazu ve edebini artirmisti. Iste onun izinden giden arifler de böyledir.
Edebi korumayan kimse, geldigi yere geri gönderilir.”
Hak yolcusu edeple Hakk’a yaklasir. Bu yolun her geçit ve duraginda tek levha asilidir: Edep Ya Hû…

bu sahbet semerkand dergisinden alinmisdir.

islami sohbet

Nazar Ber Kadem,nazar,semerkand sohbetleri,menzil sohbethttps://www.islamisite.net/wp-content/uploads/2014/02/12-sav.pnghttps://www.islamisite.net/wp-content/uploads/2014/02/12-sav-150x145.pngİSLAMİ SOHBETdini sohbet,islami radyo,islami site,İSLAMİ SOHBET,Maltepe pazarı,menzil sohbet,nazar,Nazar Ber Kadem,semerkand sohbetleri
NAZAR BER KADEM GÖZ AYAKTA GÖNÜL ALLAH’TA Göz, gönlün disa açilan penceresi ve habercisidir. Gönül en çok gözden etkilenir. Gözün her hareketi gönlü ilgilendirir. Gönül göz yüzünden pek çok sey kazanir veya kaybeder....