Mesneviden Öyküler
Bir İşin Sonu
Adamın biri komşusuna:
“Bulgur tartacağım, bana bir terazi ver,” diye başvurdu.
Komşusu anlamamış gibi davranarak:
“Kusura bakma, evde süpürge yok!” dedi.
Adam:
“Alay etme komşu, ver şu terazini,” deyince komşusu bu kez:
“Kalbur da yok!” cevabını verdi. Adam kızdı:
“Ben senden terazi istiyorum. Sen ise “süpürge yok, kalbur yok” diye saçma sapan şeyler söylüyorsun. Sağır mısın, nesin?”
Komşu şu karşılığı verdi:
“Sağır değilim, ne istediğini de biliyorum. Söylediğim sözler saçma değil, gerçeğin ta kendisi.. Sen ihtiyar bir adamsın, baksana ellerin titriyor. Bulguru tartarken kuşkusuz yere dökeceksin. Bunlan toplamak için süpürge lâzım olacak. Hadi süpürgeyi buldun, diyelim. Bu kere elemek gerekecek, benden kalbur isteyeceksin. Ben işin sonunu önceden gördüğüm için öyle söyledim. îyisi mi sen git. Terazisi, süpürgesi, kalburu olandan, bunları iste..”
İşini Bilen Manav
Hırsızın biri bir manavdan turp çaldı. Bunu gören manav:
“Sen ne yapıyorsun be adam?..” diye bağırdı. Hırsız kendinden emin bir şekilde karşılık verdi: “Ne bağırıyorsun, bu Allah’ın takdiridir.”
Bunu duyan manav, iki üç tane okkalı yumruk attı. Adam yere serildi.
“Koy turpları yerine!..” dedi adam. “Bu da Allah’ın takdiridir.”
Konuşma, Namazın Bozulur!
Yeni müslüman olmuş dört Hintli vaktin girip girmediği konusunda tereddüt içinde namaza durmuşlardı.
Bu sırada mescidin kapısı açıldı ve müezzin içeri girdi. Hintlilerden biri namazda olduğunu unutarak:
“Ey müezzin, ezanı okudun mu yoksa daha vakit var mı?” diye sordu.
ikinci Hintli:
“Sus yahu, namazda iken niçin konuşuyorsun?” dedi.
Üçüncü Hintli:
“Sen onu kınayacağına kendine bak, senin de namazın bozuldu” dedi.
Dördüncü Hintli de:
“Çok şükür ki, ben üçünüz gibi kuyuya düşmedim; konuşup da namazımı bozmadım” dedi.
Böylece farkında olmadan dördünün de namazı bozulmuş oldu.
Bir cevap yazın